31 Ocak 2013 Perşembe

abdulhak şinasi hisar- fahim bey ve biz


"fahim" ismi aslında arapça'da olmayan bir isimdir. dolayısıyla "fahim" yanlış bir isimlendirmedir.  niye yazıyorum bunları; çünkü romanımızın baş karakteri fahim bey de neredeyse toplumda olmayan biridir de ondan. izah edeyim;

abdulhak şinasi hisar, fahim bey karakterini bir hülya adamı olarak kurgulamıştır. aksiyon adamı değildir fahim bey. teorisi güçlü ama ne yazık ki pratiği yok denecek kadar azdır. kahramanımız londra ataşeliğinde bir süre görev yapmış, çok okuyan, kültürlü ve vizyonu olan biridir. her gün düzenli olarak bir türkçe bir de fransızca gazete okumadan edemez. dünyada gelişen olaylardan günü gününe haberdardır. fahim bey'e göre dünya üzerinde olan hiçbir olay birbirinden bütünüyle bağımsız değildir. bunlara ek olarak; fahim bey'imiz inanılmaz derecede iyi niyetli (optimist), nezaketli (eski istanbul beyefendisi) ve bir o kadar da talihsizdir. 

fahim bey talihsizdir; çünkü toplum tarafından anlaşıl(a)mamak gibi büyük bir sorunu vardır. davranışlarına, sözlerine cemiyet bir anlam verememektedir. nitekim ömrünün sonunda deli damgası yemekten de  kurtulamamıştır. arkadaşları tarafından yadırganmasının sebeplerinden biri olarak; sırf memelekette olan babasını inkisar-ı hayale uğratmamak ve kendine olan güvenini boşa çıkartmamak adına istanbul'da kiraladığı 23 odalı konak sayılabilir. üstelik bu konakta yalnız yaşamakta ve kirayı da zor denkleştirmektedir. sebeplerden ikincisi olarak; devlet tarafından londra'ya  görevli olarak gittiğinde türk'ün şanını yurtdışında yüceltme adına ilk iş olarak en pahalı terzilerden, sonrasında bütün ömrü boyunca giymek zorunda kalacağı  ve  parasını yıllarca taksitlerle ödeyeceği elbiseler diktirmiş olması sayılabilir. deli damgası yemesine sebep olan son ve en büyük çılgınlık olarak da; serbest teşebbüsün yaygınlaşmaya başladığı ikinci meşrutiyet döneminde, devlet kapısındaki görevinden ayrılarak özel teşebbüs için galata'da iş yeri kiralaması sayılabilir. fahim bey, sinek avladığı bu iş yerine her gün aynı saatte gider ve sabahtan akşama kadar dışarı çıkmadan orada kalır. akşam da aynı vakitte evine döner. herkes, kapıcı dahil fahim bey'in iş yerinde uyukladığını sanır; ama işin aslı öyle değildir. fahim bey, gerçekten özel teşebbüs anlaşmaları yapıyormuşçasına hayali resmi yazılar, hayali sözleşmeler, gelir gider defterleri, kar zarar hesapları, hayali yönetim kurulları ve çalıştırdığı işçilerin listelerini sitemli olarak (aylık, yıllık) tutmaktadır. bu belgeler de fahim bey, kirasını bir kaç ay ödeyemediği için, iş yerini boşaltmak zorunda kaldığında ve utancından kendisi gidemeyip başkasını gönderdiğinde nihayet ortaya çıkmıştır. işte fahim bey'in bu son olayı toplum gözünde bardağı taşıran son olaydır.

abdulhak şinasi hisar, kendisiyle yapılmış bir röportajında "fahim bey ve biz" eserini roman olarak değil de hikaye olarak isimlendirir. hisar, eserlerini hatıralarından ve gözlemlerinden yola çıkarak oluşturduğunu söyler. 

fahim bey ve biz dönem olarak, ikinci meşrutiyet devrinde geçer. olay kurgusu hareketli değildir. 22 bölümden oluşan romanda özellikle son bölümlerde hisar, fahim bey'i anlatmayı bırakmış ve kendisinin hayat, yaşlılık ve ölümle ilgili kişisel değerlendirmelerine yer vermiştir. bu romanın teknik kusurlarından biri sayılabilir. (bu arada sözü geçmişken, hisar'ın yaşlılık ile ilgili tespitleri tekrar tekrar okunmaya değer) romanda yazar aynı zamanda anlatıcıdır da. 

abdulhak şinasi hisar'ın başarıyla kurguladığı karakteri fahim bey, toplumun tepkilerini önemsemediği, bildiğini okumaktan vazgeçmediği ve inandığı gibi yaşamayı seçtiği için yel değirmenlerine saldıran bir "don kişot", saatlere olan merakı ve düzen takıntısı nedeniyle saatleri ayarlama enstitüsündeki "hayri irdal", pratiği ve eylemi güçlü olmadığı için de bir "oblomov"sayılabilir.

abdulhak şinasi hisar'ı hem maziye, geleneğe olan özlemi, hem de kullandığı osmanlıca ağırlıklı dili nedeniyle tanpınar'a çok benzettim. hisar dile oldukça hakim ve anlatımı da tercih ettiği ağır sözcüklere rağmen, okuyucuyu yormayacak kadar akıcı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder