2 Şubat 2013 Cumartesi

abdulhak şinasi hisar- çamlıca'daki eniştemiz


abdulhak şinasi hisar, ilk romanı olan "fahim bey ve biz"i 1941 yılında, ikinci romanı olan "çamlıca'daki eniştemiz"i  ise bir yıl sonra yani 1942 yılında yazmıştır. hisar'ın yazdıklarını roman olarak görmediğini, hatıralarını hikaye şeklinde yazdığını söylediğini önceki yazımızda dile getirmiştik.

çamlıca'daki eniştemiz romanında, hacı vamık bey bir portre olarak çizilmek istenmektedir. hacı vamık bey, yazar anlatıcımızın çamlıca'daki eniştesidir. hisar'ın her üç romanında da anlatıcı yazardır ve yazar da çocukluk yıllarındaki gözlemleri ekseninde hikayesini aktarmaktadır. dolayısıyla hisar'ın; ben aslında hatıralarımı hikayeleştiriyorum demesi anlamlıdır.

çamlıca'daki eniştemiz romanı, teknik özellikler bakımından tam olarak roman sayılmayabilir. kitap 27 bölümden oluşturulmuştur. bölüm başlıklarından bazıları olarak; eniştemizin korkuları, deli eniştemiz ve yemekler, eniştemiz ve arabistan, eski çamlıca, beyoğlu gecelerimiz, çamlıca'da günler geceler, sayılabilir. kitap bir bütün olarak roman gibi okunmaya da, birbirinden bağımsız pasajlar olarak da okunmaya müsaittir. abdulhak şinasi hisar, uzun cümleler kurmaya bayılır.  sıralı uzun cümleleri birbirilerine "ve" bağlaçlarıyla hiç yüksünmeden, çekinmeden bağlar. hisar, sözünün bittiğini gösteren nokta işaretini ancak 16 satırdan sonra aklına getirir. 

hacı vamık bey, etrafında "deli" diye anılmaktadır. yazar da "deli eniştemiz" demektedir. romanın ilk bölümü  de deliliğe ayrılmıştır. bu bölümde deliliğin vasıfları ve delilik felsefesi yapılmaktadır. çamlıca'daki eniştenin deliliği ise; tez canlı olmasından, çocuk heyecanı taşımasından, yerinde duramamasından, ağırbaşlı olmamasından, çabuk hiddetlenmesinden, en ufak şeylerden mutlu olmasından ve bir sürü batıl inanca (hurafeye) sahip olmasından kaynaklanmaktadır. deli enişte, cinlere, uğura- uğursuzluğa, berekete- bereketsizliğe, adak adamaya, perilere, falcılara ve fal baktırmaya inanır.

deli eniştemız hacı vamık bey de "fahim bey ve biz" romanındaki fahim bey gibi toplum tarafından hor görülmekte ve anlalşıl(a)maktadır. yalnız aralarında bir fark vardır. fahim bey, olumlu özelliklerinin ön planda olduğu bir hülya, düşünce adamıdır. hacı vamık bey ise öyle değildir. olumsuz özellikleri daha fazladır. çıkarcıdır, ancak babasının mirasıyla ve devlet kapısında kendisine kefil olmasıyla hayatını idame ettirebilir. arabistan'a devlet göreviyle birkaç kez gitmesinden kaynaklı olarak konuşmasında arapça kelimeler, atasözleri, söyleyişler kullanmaktan özellikle zevk alır. köşkünde tespihlerden, arapça kur'an el yazmalarından, rahlelerden, kandillerden müteşşekil bir özel odası vardır. başı sıkıştığı zamanlarda bu odaya kapanıp dua eder, namaz kılar. etrafından dini bütün biri gibi görünmeye çalışmasına rağmen, arada bir şarap içmekten, dostlarıyla kumar oynamaktan ve karısından ayrılma nedeni olan hizmetçilere sarkıntılıktan ve dışarıda da zamparalık yapmaktan geri durmaz. anlayacağınız kötü bir dindar adam portresidir deli eniştemiz. 

romanda çamlıca tasvirleri genişçe yer almaktadır. çamlıca'daki hayat, konak hayatı, köşk hayatı bütün ayrıntılarıyla dile getirilmektedir. eski istanbul'u, çamlıca'yı, üsküdar'ı, beyoğlu'nu tanımak ve bunları abdulhak şinasi hisar'ın akıcı ve zengin türkçesinden okumak bu dünyada tadılması gereken nimetlerden bir olsa gerektir. romanı okurken, ikinci meşrutiyet'teki sosyal hayat; eski istanbul'daki konak hayatı, eğlence hayatı, ünlü yemek lokantaları, çamlıca gezmeleri, gözümüzde adeta canlanır gibi olur. 

deli eniştemizin bir diğer uzmanlık alanı da yemeklerdir. hisar, adını sanını duymadığımız yemekleri, duymayı günümüzde unuttuğumuz malzemelerle birlikte zikreder. konaktaki mutfak işlerini, konaktaki çalışanları, halayıkları, laları, kalfaları, bahçıvanı, seyisi, hizmetçileri, ahretlikleri, evlatlıkları tanıma fırsatı buluruz roman boyunca. hisar, yemek adabını, misafir ağırlama adabını, köşkte yatıya kalma durumlarını, yazlık, kışlık bahçe gezintilerini, bahçede yaşama fırsatı bulan hayvanları, kuşları, yetişen çiçekleri, ağaçları etraflıca ve acele etmeden anlatır.

çamlıca'daki deli eniştemiz hacı vamık bey, ömrünün sonuna doğru yaptığı zamparalıklardan dolayı eşi tarafından terk edilir. çok sevdiği koca köşkte artık yalnız kalmıştır. son zamanlarında kendini iyice saldığı ve köşkte kadınlı, kızlı toplantılar tertip ettiği görülür. köşk hayatı onu artık mutlu etmemektedir. deli eniştemiz, son nefesini koca köşkteki yalnız yatağında verir. 

abdulhak şinasi hisar bir önceki romanı "fahim bey ve biz"deki gibi kitabın son iki bölümünü yaşlılık ve ölüm hakkındaki düşüncelerine tahsis etmiştir. deli enişte'nin hikayesini bırakan yazar, kendi tespitlerini ve aforizma niteliğindeki sözlerini kitabına "son" olarak kurgulamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder