ahmet hamdi tanpınar'ın (1901-1962) ölümünden sonra talebesi zeynep kerman'ın bir araya topladığı makalelerden oluşan kitabını uzun süredir okumayı planlıyordum. kitabın hacimli olması (514 s) beni oldukça yordu diyebilirim ancak makalelerin sade bir dille ve birer ikişer sayfalar halinde yazılmış olması okumamı hayli kolaylaştırdı.
kitap, tanpınar'ın çeşitli gazete ve mecmualarda yayımlanan yazılarından müteşekkil. kitabın arka kapağında mehmet kaplan'ın bir tanıtım yazısı var. kitap, sekiz bölümden oluşmakta: şiir, roman, divan edebiyatı, halk edebiyatı, tanzimattan cumhuriyete türk edebiyatı, cumhuriyet devri türk edebiyatı ve son olarak da batı edebiyatı. kitapta, tanpınar'ın çok sevdiği ve aynı zamanda hocası olan şair yahya kemal'e müstakil bir bölüm tahsis edilmiş.
tanpınar'ın küçük denemelerinden oluşan kitabın dili oldukça sade ve akıcı. tanpınar'ın kaleminin yetkinliğinden söz etmemek olmaz. yazar, samimi ve içten bir dil kullanılmış. aynı dönem eser veren arkadaşları hakkında yazdıklarını birer biyografi veya hatırat gözüyle de okumak mümkün. tanpınar, birkaçının ölümüne tanıklık ettiği, yakın dostları olan yazar arkadaşları hakkında yazarken oldukça duygusal davranmış, ve bu duygularını yazıya dökmekten çekinmemiş. tanpınar'ın yazılarına konuk ettiiği yazarlar arasında; namık kemal, tevfik fikret, ahmet haşim, yahya kemal beyatlı, cahit sıtkı tarancı, reşat nuri güntekin, abdulhak şinasi hisar, halid ziya uşaklıgil, abdulhak hamid, akif paşa, ahmet cevdet paşa, ahmed vefik paşa ve çok kısa olarak mehmet akif ersoy isimleri zikredilebilir.
kitaptan aklımda kalan çarpıcı bilgiler olarak;
tanpınar, abdulhak şiirini hiç sevmemekte ve abdulhak hamid'i bir şair olarak görmemektedir. makber'in tesadüf eseri ve ilhami olarak bir defaya mahsus yazıldığını söylemektedir. tanpınar için önemli olan şiirin ilham sonucu yazılması değil, üzerinde düşünülerek, çalışılarak, mesai harcanarak, emek verilerek yazılmasıdır. bu yönüyle abdulhak hamid, hayatın zorluklarını görmediği için rahat yaşamaya alışmış ve bu rahatlığı, şiirlerini oluştururken kendisine lakaytlık, gayri ciddilik ve özensizlik olarak dönmüştür.
tanpınar, büyük şairler olarak namık kemal, tevfik fikret, ahmet haşim ve yahya kemal beyatlı'yı görür. bunların şiirlerini yeterli, yol açıcı, ve kalıcı görür. tanpınar'a göre; namık kemal, ilk batılı duyuşu şiire taşıyan kişidir. şiirini ve fikriyatını cemiyetin emrine vermesi onun zaaflarındandır; çünkü şiir enfüsi (öznel) olmalıdır.
tevfik fikret, hayatını ve sanatını tam anlamıyla eski olanı redde ve yeni olanı kucaklamaya adamıştır. şiirde imgeleri, muhayyileleri derinleştiren şairdir. ahmet haşim, doğuştan şairdir. şiiriyle adeta tablo çizer ve musiki nağmeleri dinletir. yahya kemal beyatlı ise; eve dönen adamdır. kendisi dönmekle kalmaz aynı zamanda imparatorluğun dağılışından beri kaybolan şiirimizi eve döndüren adamdır. şiirimiz kaybolan yolunu, kişiliğini yahya kemal şiiriyle bulmuştur. şiirimiz yahya kemal'le kendi değerlerine, kültürüne, tarihine, öz medeniyetine dönüş yapmıştır. ve şiirimiz yahya kemal sayesinde kaybolan sesini bulmuştur.
tanpınar, ilk büyük romancımız olarak halit ziya uşaklıgil'i görür. batlı manada roman tekniklerini uygulayan ve roman karakterlerine derinlik kazandıran yazar uşaklıgil olmuştur. bir diğer büyük romancı da abdulhak şinasi hisar'dır. sabırlı ve titiz bir çalışmayla romanlarını kaleme alan hisar, eserlerinde zengin, doyurucu bir dil ve malzeme kullanır.
edebiyat üzerine makaleler, dönemin siyasi, toplumsal ve edebi panoramasını vermesi bakımından önemlidir. kitaptaki yazılar edebiyat tarihi açısından olduğu kadar, bahsedilen yazarların sanatları hakkında bilgi verilmesi ve eleştiriye tabi tutulması bakımından da oldukça mühimdir. bütün bunları ahmet hamdi tanpınar'ın zaman zaman oldukça öznel yorumlarıyla okumak ayrı bir zevktir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder