mustafa kutlu günümüz hikayeciliğinin -rasim özdenören ve selim ileri ile birlikte- yüz aklarındandır. kutlu, her yıl bir hikaye kitabı yayınlamaya çalışır. bu yılki hikaye kitabı ise; anadolu yakası. kitap, nehir söyleşi alt başlığıyla çıkmış. daha kitabın başında mustafa kutlu, nehir söyleşilerinin ünlü, başarılı ve popüler kişilerle yapıldığını; ama örneğin bir ev hanımının da çok başarılı olabileceğini; ama kimsenin bu ev hanımıyla nedense söyleşi yapmadığından yakınır. bunun için de çok göz önünde olmayan ve bilinmeyen ama başarılı bir televizyon sahibi olan muzo'nun hikayesini anlatacağını, okumak istemeyenin ise kitabı bırakabileceğini söyler.
anadolu yakası kitabı, "anadolu yakası" isimli ulusal bir televizyon kanalının sahibi muzo'nun başarı hikayesidir. muzo, düşünce olarak muhafazakardır ama gel gör ki televizyonculuk bu düşüncelerin uygulanabilmesi için uygun bir yer değildir. düşündüklerini, ideallerini kendi televizyonu olan "anadolu yakası"nda tam olarak uygulayabildiği söylenemez. zaman zaman kendisiyle çelişir. ona göre bu normaldir; zira televizyonculuk da "normal" bir meslek değildir.
"anadolu yakası", türkiyede bir zamanlar iyi niyetlerle kurulmuş muhafazakar televizyon kanalları olan (tgrt, kanal 7)' yi sembolize etmektedir. ama ne yazık ki adı zikredilen diğer kanallar gibi bu kanal da parayı bulduğunda tozutmuştur. başlangıçta yola çıktığı değerlere (halka, yerel değerlere, maneviyata) sırtını dönmüş, kapitalizme yenik düşmüştür. artık reyting ve reklam amaçlı yayın yapmaktadır. eğlence programları orta direk halka göre ayarlanmaktadır ve seviyeden yoksundur. benimsemediği reklamları, yüksek gelirleri nedeniyle kabul etmektedir.
kanal sahibi muzo, uyanık anadolu insanıdır. özal dönemi müteşebbisidir. "benim memurum işini bilir"dir. uyanıktır, kıvraktır, ortama ayak uydurmayı bilir. anadolu kaplanıdır, tüccardır, yeşil sermayedir. "anadolu yakası" televizyonunu kurduğunda halkla ve değerleriyle barışıktır; ama sonrasında kanalı büyütmek adına bu değerleri görmezden gelmesini bilir. yanlış olduğunu bildiği halde "oyunun kuralı gereği" inanmadığını yapmaktan çekinmez ve bunu kendince mübah görür.
yazar, muzo'nun ağzından zaman zaman özlü sözler söyler, derin felsefik tespitlerde bulunur. bu paragraflar çoğunlukla kendimiz olma, yerel değerlerimizi kabullenme, kendimize ve özümüze saygı duymakla alakalıdır.
mustafa kutlu bu hikaye kitabında özetle; özal dönemi müteşebbis anadolu kaplanlarını, muhafazakar televizyonculuğu ve parayı görünce tozutan yeşil sermayecileri mercek altına alır.
anadolu yakası, bir oturuşta okunabilecek, oldukça zevkli ve akıcı bir kitap. mustafa kutlu'nun hikaye dilini özleyenler için bire bir. bir oturumda, tok karna okunması tavsiye edilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder